Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin bugün TBMM’de düşürülmesi Bodrum’da protesto edildi.
Kumbahçe’de biraraya gelen TİP üyeleri basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan TİP’li Ferdi Sepetçi; “Türkiye’de artık bir anayasanın bulunmadığı, anayasal güvencelerin ortadan kaldırıldığı, TBMM tarafından tescillenmiştir. Sanılmasın ki yılacağız, sanılmasın ki pes edeceğiz, ‘öyle olsun’ diyeceğiz. Biz bugün, bir kez daha yeniden başlıyoruz. Buradan bu hukuksuz kararın alınmasında en ufak bir payı olanlara, kararın altına imza atanlara sesleniyoruz: Bu ülkenin tarihinin en aydınlık sayfalarından biri olan Gezi Direnişi’ni kirletebileceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Ölümü reva gördüğünüz, ölüme mahkum ettiğiniz Hatay halkının iradesini hiçe saymanın hesabını mutlaka vereceksiniz. Halkımızada buradan bir çağrı yapıyoruz: Biz, Saray’dan büyüğüz, biz iktidarlardan, patronlardan büyüğüz. Bu yüzden şimdi bir kez daha yan yana gelmek, yeniden mücadele etmek zorundayız. Can Atalay er ya da geç esir tutulduğu o dört duvar arasından çıkacak. Hatay halkı vekiline kavuşacak” görüşlerine yer verdi.
Güngör: “Kararla Otoriterlik Örgütleniyor.”
Türkiye İşçi Partisi’nin basın açıklamasına çevredeki vatandaşlarda destek verdi. Basın açıklamasını izleyenlerden Bodrumlu İş İnsanı ve mimar Şakir Sinan Güngör: “Can Atalay kardeşim denli sevdiğim bir dostumdur. Bu açıklamayı görünce doğal olarak hem öfkelendim, hem de duygulandım. Can’ın kardeşlerini tebrik ediyorum, onlara teşekkür ediyorum. Şu an da en duyarlı olmamız gereken dönem. Emin olun, ‘Kim ben karışmayayım derse, o bu karanlıktan en çok etkilenecektir.’ Can Atalay milletvekili seçildiği andan itibaren Yargıtay ve Anayasa arasında gidip gelen dosyada işleyen sürecin de hukuki bir süreç olmadığını biliyoruz. İki yüksek yargının arasındaki bir siyasi çatışma olmadığını da biliyoruz. Bizzat bu iki yüksek yargı arasındaki çatışma bizzat bu siyasi iktidarın daha otoriter, daha gerici, daha baskıcı bir rejimi örgütlemesinin adeta aracı haline geldi. Kararla otoriterlik örgütleniyor. Dolayısıyla şimdi Yargıtay kararı da bu politikaya hizmet etmekte. Bu kararın bir tek anlamı vardır. Faşist bir rejime giderken o yola döşenen taşlardan birisidir bu karar” diyerek görüş bildirdi.
Yasemin Özdemir: “Canımızdan Vazgeçmeyeceğiz.”
Yine basın açıklamasına tesadüfen tanık olanlardan birisi de Dirmil Mahallesi muhtar adayı Yasemin Özdemir oldu. Basın açıklamasını baştan sona izleyen ve destek olan Özdemir, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin; “Buradaki basın açıklamasından da anladığım kadarı ile Can Atalay hakkında verilen bu karara karşı mücadele edilirken sadece Can Atalay için hak ve hukuk mücadelesi verilmiyor. Halkın iradesine sahip çıkılıyor. Gerici, otoriter, baskıcı bir rejime doğru gidişin önünü kesmek istiyor insanlar. Yani verilen gerçek anlamda bir demokrasi mücadelesidir. Hatay halkı depremde büyük darbe aldı. Tarifsiz bir acı yaşadı. Bu kararla Hatay halkına bir kez daha darbe vurulmuş, acı yaşatılmıştır. Hatay’ın suçu neydi? Bu herkes biliyor ki; Yargıyı tahakküm altına almaktır. Bunun arka planında korku yatıyor. Can Atalay’ın da dediği gibi, ‘Türkiye, bu kuralsızlık, hukuksuzluk deli gömleğine sığmayacak.’ Bu bereketli topraklar üstünün Tüm aydınlanmacı, ilerici, laik güçlerin acilen birliğine ihtiyacı var. Can’ımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Bodrumyerelhaber/Ayhan Karahan