Sanat Özgürleştirir
Zerrin Oktay/Bodrumyerelhaber Bodrum-Boho Grubu’nun üçüncüsünü gerçekleştirdiği söyleşili –interaktif söyleşi- etkinliği vardı bugün.
Turgutreis’in güzel yüzlerinden biri olan Karaffe Kafe’de gerçekleştirilen bu söyleşiye ben de ressam arkadaşım sevgili Filiz Taylor tarafından davet edilmiştim. Oraya giderken, birkaç ressamın katılacağı -ki kimileriyle zaten daha önceden tanışmışlığım vardı- kendi halinde bir buluşma olacağını düşünmüştüm. Oysa gerçekten de kayda değer bir katılım oldu. Öyle ki devam eden kış mevsimine karşın mekân tamamen doldu. Ne iyi etmiş de erken gitmişim, yoksa oturacak yer bulamayabilirdim.
Sanatın Toplumla Bütünleşmesi Etkinliği, Filiz Taylor’un yaptığı açılış konuşmasıyla başladı ve mikrofonu konuşmacı arkadaşlar Gülden Macit ve Burhan Ersan’a teslim ederken günün ana temasını oluşturacak olan sorusunu sordu: Sanat özgürleştirir mi?
Gülden Macit, konum itibariyle Bodrum’un sanatçı açısından gerek sınırsız esin kaynakları, gerekse doğa ile etkileşim bakımından son derece uygun bir yer olduğunu belirterek, burada sanatçıların kendi becerilerini geliştirmede ve sanatsal çalışmalarına odaklanmada, ülkenin diğer yerleşim alanlarına kıyasla çok daha başarılı olduklarını dile getirdi.
Burhan Ersan, yaptığı konuşmada oldukça derin sulara sürükledi konukları. Sanatın, insanı kendi derinliğine ulaştıran bir etkisi olduğuna vurgu yaparak kendinden örnek verdi: “Sanatla kendimi daha gerçek, daha insan hissediyorum.”
Konuşmacılardan sonra ayrı bir mikrofon elden ele dolaştırıldı ve herkes kendi bakış açısına göre sanatın özgürleştirici yanından başlayıp özgürleşmenin önce kişinin kendisinde başlaması gerektiği tespitlerine kadar uzanan geniş yelpazeli bir söyleşi yapıldı. Bir yandan sanatla estetizm arayışları karşı karşıya gelirken bir yandan yasaklamalar, baskılar, kaygılar da dile geldi. Yalnızca ortamın keyfini çıkarmak ve güzel insanlarla bir araya gelmek için gittiğim bu etkinlikte bir ara mikrofon benim de elime tutuşturuldu. İlk önce ne diyeceğimi bilemedim ama mikrofon bekletilmeyi sevmez. Biraz sanatçının estetik kaygılardan arınması gerektiğini düşündüğümden, biraz bu gibi etkinliklerde istikrarın öneminden söz etmiş olabilirim. Açıkçası, tam olarak ne dediğimi şu anda pek hatırlamıyorum.
Bugün Karaffe Kafe’de farklı alanlardan da güzel insanlarla tanıştım: Duygu Taylan (Şair-Kendisi bizim bu yıl yapacağımız edebiyat etkinliklerimize katılacak.), Seda Tansuker (Dramaturg ve aynı zamanda tiyatro oyuncuları yetiştiriyor), İlkin Tokay (Müzisyen), Esma Ezenel (Bahçelievler Mahallesi muhtar adayımız. Kendisi aynı zamanda Türkiye Sakatlar Derneği Bodrum Başkanı) Oyumuz Esma Ezenel’e!
Akşam etkinlik bitip konuklar dağıldıktan sonra benim ilk baştaki tahminim gerçekleşmiş oldu. Geriye kalan birkaç sanatçı arkadaşla bir masaya toplanıp sohbet ettik. Ne diyebilirim, güzel, güzel olduğu kadar anlamlı bir gündü. Keşke bu tür etkinlikler daha da çoğalsa.
Zerrin Oktay